Limited Şirket ve Anonim Şirket Arasındaki Temel Fark Nedir?
Türkiye’de ticari hayatın en yaygın iki yapısı olan Limited Şirket (Ltd. Şti.) ve Anonim Şirket (A.Ş.), temel olarak sermaye ve sorumluluk yapılarıyla birbirinden ayrılır. Anonim şirketler, genellikle daha büyük ölçekli yatırımlar ve halka açılma potansiyeli taşıyan iş modelleri için tercih edilirken; limited şirketler, daha az ortaklı, aile tipi veya küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) için idealdir. Her iki tür de sermaye şirketi statüsünde olsa da, ortakların kamu borçlarına karşı sorumluluğu ve pay devri süreçleri bu iki yapıyı birbirinden keskin çizgilerle ayıran en önemli unsurların başında gelmektedir. Ayrıca, anonim şirketlerin hisse senedi çıkarabilme yeteneği, onları yatırımcılar nezdinde daha likit ve profesyonel bir pozisyona taşırken, limited şirketler daha kapalı bir ortaklık yapısı sunarak ortaklar arasındaki güven ilişkisine dayanır.
Şirket Kurulumu İçin Gerekli Olan Asgari Sermaye Tutarı Ne Kadardır?
2024 yılı itibarıyla yürürlüğe giren yeni düzenlemelerle birlikte, şirket kurulumu için gereken asgari sermaye tutarlarında önemli değişiklikler yapılmıştır. Anonim şirket kurmak isteyen girişimcilerin en az 250.000 TL başlangıç sermayesine sahip olması gerekirken, kayıtlı sermaye sistemini kabul eden anonim şirketler için bu tutar 500.000 TL olarak belirlenmiştir. Limited şirketlerde ise asgari sermaye tutarı 50.000 TL’ye yükseltilmiştir. Bu rakamlar, şirketin kuruluşu sırasında taahhüt edilen ve ticaret siciline tescil edilen bedeller olup, şirketin faaliyet alanı ve hedeflerine göre çok daha yüksek seviyelerde belirlenmesi mümkündür. Sermaye artırımlarının düzenli yapılması, şirketin piyasadaki güvenilirliğini ve kredi kullanma kapasitesini doğrudan etkileyen kritik bir finansal hamledir.

Şirket Kurmak İçin Minimum Ortak Sayısı Kaç Olmalıdır?
Türk Ticaret Kanunu (TTK) uyarınca, her iki şirket türü de tek bir gerçek veya tüzel kişi tarafından kurulabilmektedir. Eskiden var olan çok ortaklılık zorunluluğu ortadan kaldırılmış, bu da girişimcilere “tek kişilik” sermaye şirketleri kurma imkanı tanımıştır. Ancak limited şirketlerde ortak sayısı üst sınırı 50 ile sınırlandırılmışken, anonim şirketlerde ortak sayısı için herhangi bir üst sınır bulunmamaktadır. Eğer bir anonim şirkette pay sahibi sayısı 500’ü geçerse, bu şirket Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) düzenlemelerine tabi hale gelerek halka açık şirket statüsü kazanabilir. Bu durum, özellikle geniş kitlelerden fon toplamayı hedefleyen teknoloji girişimleri veya sanayi kuruluşları için anonim şirket yapısını vazgeçilmez kılmaktadır.
Ortakların Şirket Borçlarından Sorumluluk Sınırları Nelerdir?
Sorumluluk meselesi, bu iki şirket türü arasındaki en hayati farklardan biridir. Anonim şirketlerde ortakların sorumluluğu, sadece taahhüt ettikleri sermaye payı ile sınırlıdır; yani sermaye borcunu ödeyen ortağın şirket alacaklılarına karşı hiçbir kişisel sorumluluğu kalmaz. Limited şirketlerde de kural olarak ortaklar şirket borçlarından sorumlu değildir, ancak kamu borçları (vergi, SGK primi vb.) söz konusu olduğunda durum değişir. Limited şirket ortakları, şirketten tahsil edilemeyen kamu borçlarından sermaye hisseleri oranında tüm mal varlıklarıyla sorumlu tutulabilirler. Bu risk, büyük ölçekli vergi yükümlülükleri altına girecek işletmeler için anonim şirket yapısının tercih edilmesindeki en büyük motivasyon kaynaklarından biridir.
Şirketlerde Pay Devri Süreci Nasıl Gerçekleşir?
Limited şirketlerde pay devri oldukça katı ve resmi prosedürlere tabidir. Devir sözleşmesinin noter huzurunda yapılması, genel kurul onayı alınması (aksi kararlaştırılmadıkça) ve ticaret siciline tescil edilmesi zorunludur. Anonim şirketlerde ise pay devri çok daha esnek ve hızlıdır. Hamiline yazılı paylarda zilyetliğin devri, nama yazılı paylarda ise ciro ve zilyetliğin devri yeterlidir. Anonim şirketlerde pay devrinin ticaret siciline tescil edilmesi zorunluluğu bulunmaz, sadece pay defterine işlenmesi yeterlidir; bu da yatırımcılar için büyük bir gizlilik ve hız avantajı sağlar. Pay devrindeki bu kolaylık, anonim şirketleri hızlı yatırım turuna çıkan startup’lar ve sık ortak değiştiren girişimler için ideal hale getirmektedir.
Halka Arz İmkanı Hangi Şirket Türünde Mevcuttur?
Büyümeyi hedefleyen ve sermaye piyasalarından fon sağlamak isteyen işletmeler için anonim şirket yapısı tek seçenektir. Çünkü limited şirketlerin hisselerini halka arz etme veya borsada işlem görme imkanı hukuken bulunmamaktadır. Anonim şirketler ise gerekli şartları sağladıkları takdirde Sermaye Piyasası Kurulu’na başvurarak paylarını halka arz edebilir ve Borsa İstanbul’da işlem görebilirler. Bu durum, şirketin prestijini artırmasının yanı sıra, likidite sağlama ve geniş kitlelerden sermaye toplama şansı sunarak şirketin global ölçekte büyümesine zemin hazırlar. Borsaya açılma vizyonu olan bir işletmenin kuruluştan itibaren anonim şirket olarak yapılanması, ileride yaşanacak dönüşüm maliyetlerini minimize eder.
Yönetim Kurulu ve Müdürler Arasındaki Farklar Nelerdir?
Anonim şirketlerin yönetim organı “Yönetim Kurulu” iken, limited şirketlerin yönetim organı “Müdürler Kurulu”dur. Anonim şirketlerde yönetim kurulu tek bir kişiden oluşabileceği gibi çok üyeli de olabilir ve üyelerin ortak olması şart değildir. Limited şirketlerde ise şirketi yöneten kişilere müdür denir ve en az bir ortağın sınırsız yönetim ve temsil yetkisine sahip müdür olması zorunludur. Anonim şirketlerde yönetim kurulu üyeleri profesyonel bir yapı sunarken, limited şirketlerde müdürlük yapısı genellikle ortakların bizzat işin içinde olduğu daha operasyonel bir yönetim biçimini temsil eder. Kurumsal yönetim ilkelerine uyum sağlama noktasında anonim şirketler, daha şeffaf ve denetlenebilir bir icra organı yapısına sahiptir.
Kamu Borçlarından Hangi Şirket Türünde Daha Fazla Risk Vardır?
Limited şirket ortakları, anonim şirket ortaklarına göre kamu borçları açısından çok daha büyük bir risk altındadır. Şirketin ödeyemediği vergi, resim, harç ve sigorta primleri gibi borçlar için limited şirket ortağı, sermaye payı oranında kendi şahsi varlıklarıyla (evi, arabası, banka hesabı) sorumlu olur. Anonim şirketlerde ise yönetim kurulunda yer almayan bir ortağın kamu borçlarından dolayı herhangi bir şahsi sorumluluğu yoktur. Bu nedenle, vergi riskinin yüksek olduğu sektörlerde veya büyük ölçekli işlerde, ortakları korumak adına anonim şirket yapısı her zaman daha güvenli bir liman olarak görülür. Bu fark, özellikle iflas veya tasfiye durumlarında ortakların kişisel servetlerini koruma altına alabilmeleri açısından kritik önem taşır.
Avukat Bulundurma Zorunluluğu Hangi Şirketlerde Vardır?
Hukuki süreçlerin takibi açısından belirli bir büyüklüğe ulaşan şirketler için avukat bulundurma zorunluluğu getirilmiştir. Limited şirketlerde, sermayesi ne kadar olursa olsun sözleşmeli avukat bulundurma zorunluluğu yoktur. Ancak anonim şirketlerde, esas sermayesi asgari kuruluş sermayesinin beş katı ve üzerinde olan (mevcut durumda 1.250.000 TL ve üzeri) şirketlerin sözleşmeli bir avukat bulundurması yasal zorunluluktur. Bu zorunluluğa uymayan anonim şirketlere, her ay için asgari ücretin brüt tutarı kadar idari para cezası uygulanmaktadır ki bu da anonim şirketlerin operasyonel maliyetlerini bir miktar artırabilir. Ancak bir avukatla çalışmak, şirketin ticari sözleşmelerini ve hukuki risklerini yönetmesi açısından uzun vadede tasarruf sağlayan bir unsurdur.
Pay Senedi Bastırılması Şart mıdır ve Avantajları Nelerdir?
Limited şirketlerde pay senedi bastırılsa dahi bu senetler “kıymetli evrak” niteliği taşımaz, sadece bir ispat vasıtasıdır. Anonim şirketlerde ise pay senedi (nama veya hamiline) bastırılabilir ve bu senetler kıymetli evrak hükmündedir. Pay senedi bastırmanın en büyük avantajı vergi hukukunda ortaya çıkar. İki yıldan fazla süreyle elde tutulan anonim şirket pay senetlerinin satışından elde edilen kazanç, gelir vergisinden istisna tutulurken; limited şirket hisse satışlarında elde edilen kazanç, ne kadar süre geçirse geçsin değer artış kazancı olarak vergilendirilir. Bu durum anonim şirketleri yatırımcılar için çok daha cazip kılar. Özellikle çıkış (exit) yapmayı düşünen girişimciler için anonim şirket yapısı vergisel açıdan muazzam bir tasarruf imkanı sunar.
Genel Kurul Toplantıları Nasıl Yapılır ve Bakanlık Temsilcisi Şart mıdır?
Her iki şirket türünde de ortakların karar aldığı en yetkili organ genel kuruldur. Limited şirketlerde genel kurul prosedürleri daha basittir ve genellikle Bakanlık temsilcisi (komiser) bulundurma zorunluluğu yoktur. Anonim şirketlerde ise kuruluş ve esas sözleşme değişikliği, sermaye artırımı gibi önemli gündem maddelerinde veya belirli kriterleri sağlayan toplantılarda Ticaret Bakanlığı temsilcisinin hazır bulunması şarttır. Bu durum anonim şirketlerin daha sıkı bir devlet denetimi ve bürokratik disiplin altında olduğunu gösterir, ancak aynı zamanda alınan kararların hukuki geçerliliğini ve güvenilirliğini pekiştirir. Genel kurul kararlarının usulüne uygun alınması, ileride doğabilecek ortaklar arası ihtilafların önlenmesinde kilit rol oynar.
Şirket Sözleşmesi Değişiklikleri Nasıl Gerçekleşir?
Limited şirketlerde esas sözleşme değişikliği yapılabilmesi için sermayenin en az üçte ikisini temsil eden ortakların kararı gerekir ki bu oldukça yüksek bir nisaptır. Anonim şirketlerde ise kural olarak sermayenin yarısını temsil eden ortakların katılımı ve mevcutların çoğunluğu ile esas sözleşme değişikliği yapılabilir. Bu fark, anonim şirketlerin karar alma süreçlerinde daha esnek ve dinamik olmasını sağarken; limited şirketlerde azınlık ortakların haklarının daha güçlü bir şekilde korunmasına (veya kararların kilitlenmesine) neden olabilir. Karar alma mekanizmalarındaki bu hız farkı, piyasa koşullarına hızlı adapte olması gereken teknoloji ve perakende gibi sektörlerde anonim şirketi ön plana çıkarır.

Yedek Akçe Ayrılması Kuralları Nelerdir?
Her iki şirket türü de kâr dağıtmadan önce kanuni yedek akçe ayırmak zorundadır. Türk Ticaret Kanunu, şirketlerin mali yapısını güçlendirmek adına yıllık kârın belirli bir kısmının (%5) yedek akçe olarak ayrılmasını ve bu tutarın sermayenin %20’sine ulaşana kadar devam etmesini emreder. Limited ve anonim şirketler arasında yedek akçe ayrılması konusunda büyük bir uygulama farkı bulunmamakla birlikte, anonim şirketlerde serbest yedek akçelerin kullanımı ve sermayeye ilavesi süreçleri daha detaylı düzenlenmiştir. Yedek akçeler, şirketin zor zamanlarda ayakta kalmasını sağlayan finansal bir sigorta işlevi görür ve özkaynak yapısının güçlenmesine katkıda bulunur.
Şirketten Çıkma ve Çıkarılma Şartları Nelerdir?
Limited şirketlerde bir ortağın haklı sebeplerle şirketten çıkma talebinde bulunma veya diğer ortaklar tarafından şirketten çıkarılma imkanı kanunla düzenlenmiştir. Hatta şirket sözleşmesine çıkma hakkına dair özel hükümler konulabilir. Anonim şirketlerde ise durum çok farklıdır; ortaklıktan çıkma veya çıkarılma mekanizması (bazı istisnai durumlar hariç) yoktur. Bir anonim şirket ortağı şirketten ayrılmak istiyorsa, paylarını bir başkasına satmak zorundadır. Bu durum anonim şirket ortaklığının “sermaye odaklı”, limited şirket ortaklığının ise “şahıs unsuru barındıran” yapısını yansıtmaktadır. Limited şirketlerde ortaklar arasındaki kişisel uyumun bozulması, şirketin varlığını tehlikeye atabilecek hukuki süreçleri tetikleyebilir.
Borçlanma Yasağı Kimleri Kapsar?
Şirket kaynaklarının kötüye kullanılmasını engellemek amacıyla, her iki şirket türünde de belirli kişilerin şirkete borçlanması yasaklanmıştır. Anonim şirketlerde yönetim kurulu üyeleri ve yakınlarının şirkete nakit borçlanması, şirketin mali yapısını bozacak düzeyde olması durumunda sıkı yasaklara tabidir. Limited şirketlerde de müdürlerin ve ortakların şirkete borçlanması benzer sınırlamalara tabidir. Eğer bir ortağın sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borcu varsa, o ortağın şirketten borç para alması kesinlikle yasaktır. Bu düzenlemeler, alacaklıların haklarını korumak ve şirket sermayesinin ortaklar tarafından şahsi harcamalar için kullanılmasını önlemek amacıyla getirilmiş çok kritik emredici hükümlerdir.
Denetim Mekanizmaları Nasıl Çalışır?
Anonim şirketler, yapıları gereği daha sıkı bir denetim sürecine tabidirler. Belirli kriterleri (aktif toplamı, yıllık net satış hasılatı ve çalışan sayısı) aşan anonim şirketler bağımsız denetime tabi olurken, limited şirketlerde de benzer kriterler geçerlidir. Ancak anonim şirketlerde murakıplık sistemi kalkmış olsa da, kurumsal yönetim ilkeleri gereği iç denetim ve risk yönetim komiteleri gibi yapılar daha yaygındır. Limited şirketlerde denetim genellikle ortakların bizzat inceleme yapması veya mali müşavirler aracılığıyla yürütülen beyanname süreçleriyle sınırlı kalmaktadır. Profesyonel bir denetim raporu, şirketin yabancı yatırımcı çekme veya banka finansmanı bulma süreçlerinde altın değerinde bir belgedir.
Tahvil İhracı Mümkün müdür?
Finansman ihtiyacını banka kredileri yerine doğrudan piyasadan karşılamak isteyen şirketler için tahvil ihracı büyük bir kolaylıktır. Bu imkan sadece anonim şirketlere tanınmıştır. Limited şirketler tahvil veya benzeri borçlanma aracı ihraç edemezler. Anonim şirketler, borçlanma aracı ihraç ederek yatırımcılardan belirli bir faiz karşılığında fon toplayabilirler. Bu durum, özellikle büyük projelerin finansmanında veya şirketin borç yapısını çeşitlendirmek istediğinde anonim şirketlere devasa bir avantaj sağlar. Sermaye piyasalarına bu şekilde erişim sağlayabilmek, bir şirketin finansal olgunluk seviyesini ve piyasa gücünü gösteren en net göstergelerden biridir.
Vergilendirme Rejimleri Arasında Fark Var mıdır?
Kurumlar Vergisi açısından limited ve anonim şirketler arasında bir fark yoktur; her iki şirket türü de elde ettikleri kâr üzerinden aynı oranda (güncel oran %25) Kurumlar Vergisi öderler. Ancak asıl fark, ortakların kâr payı (temettü) dağıtımı ve hisse satışı sırasındaki vergilendirme aşamasında ortaya çıkar. Daha önce değinildiği gibi, anonim şirketlerde hisse senedi satışından doğan kazançların belirli şartlarla vergiden muaf olması, şahsi vergi yükümlülüğü açısından anonim şirket ortaklarına büyük bir mali avantaj sağlar. Limited şirket ortakları ise hisse satışında her zaman gelir vergisiyle karşı karşıyadır. Bu durum, uzun vadeli değer artış kazancı hedefleyen yatırımcıların neden anonim şirketi tercih ettiğini açıkça ortaya koyar.
Miras Yoluyla Pay Geçişi Nasıl Olur?
Bir ortağın vefatı durumunda, limited şirket payları mirasçılara geçer ancak mirasçıların ortaklık sıfatını kazanması, genel kurulun onayıyla (sözleşmede aksi yoksa) mümkündür. Eğer genel kurul onay vermezse, şirket payları mirasçılardan satın almak zorundadır. Anonim şirketlerde ise paylar miras yoluyla kendiliğinden ve herhangi bir onaya gerek kalmaksızın mirasçılara geçer. Mirasçılar, payları devraldıkları andan itibaren tüm ortaklık haklarını kullanmaya başlayabilirler. Bu durum, anonim şirketlerin sürekliliği ve aile anayasaları oluşturulması açısından daha sağlam bir hukuki zemin sunmaktadır. Miras hukukundaki bu kolaylık, şirket yönetiminin kesintiye uğramadan devam etmesini garanti altına alır.
Şirket Unvanı Belirlenirken Nelere Dikkat Edilir?
Her iki şirket türünde de ticaret unvanı seçilirken işletme konusuyla ilgili bir ibarenin bulunması ve sonuna şirket türünün (Limited Şirket veya Anonim Şirket) açıkça yazılması zorunludur. Unvanların Türkiye genelinde benzersiz olması gerekir; yani daha önce tescil edilmiş bir unvanın aynısı veya karıştırılacak kadar benzeri seçilemez. Anonim şirket unvanları genellikle daha “kurumsal” bir algı yaratırken, limited şirket unvanları yerel ve butik işletmeleri çağrıştırır. Ancak hukuki açıdan unvan koruması her iki tür için de Türk Ticaret Kanunu ve Marka Kanunu kapsamında eşit derecede güçlüdür. Doğru unvan seçimi, şirketin marka kimliğinin temelini oluşturur ve pazarlama faaliyetlerinde kritik öneme sahiptir.
Tasfiye Süreci Nasıl İşler?
Şirketin faaliyetlerine son verilmesi kararı alındığında “tasfiye” süreci başlar. Anonim şirketlerde tasfiye süreci, alacaklılara yapılan çağrılar ve mal varlığının paraya çevrilmesiyle birlikte genellikle en az 6 ay sürer. Limited şirketlerde de benzer bir süreç işlemektedir. Tasfiye memurları atanır, şirketin tüm borçları ödenir ve kalan bakiye ortaklara payları oranında dağıtılır. Tasfiye süreci tamamlanıp ticaret sicilinden silinene kadar şirket “Tasfiye Halinde…” unvanını kullanır. Bu süreç her iki türde de hukuki ve mali sorumlulukların titizlikle yerine getirilmesini gerektiren, hata kabul etmeyen bir evredir. Tasfiye memurlarının sorumlulukları, şirketin sona ermesinden sonra bile devam edebilen hukuki sonuçlar doğurabilir.
Sermaye Artırımı ve Azaltımı Nasıl Yapılır?
İşletmenin büyümesi veya zararların karşılanması için sermaye artırımı gerekebilir. Anonim şirketlerde sermaye artırımı, yönetim kurulunun hazırladığı rapor ve genel kurul onayı ile yapılırken, rüçhan haklarının (yeni pay alma hakları) kullanımı daha detaylı kurallara bağlanmıştır. Limited şirketlerde sermaye artırımı için şirket sözleşmesinin değiştirilmesi gerekir. Sermaye azaltımı ise her iki türde de alacaklıların haklarını tehlikeye atmayacak şekilde, mahkeme bilirkişi raporu veya ilanlar eşliğinde kontrollü bir şekilde gerçekleştirilir. Sermaye hareketleri, şirketin finansal sağlığının en önemli göstergelerinden biridir. Özellikle sermaye azaltımı süreçlerinde alacaklılara yapılan çağrılar, hukuki güvenliğin sağlanması açısından vazgeçilmezdir.

Haklı Sebeple Fesih Davası Açılabilir mi?
Limited şirketlerde, bir ortağın başvurusu üzerine mahkeme “haklı sebeplerin varlığı” halinde şirketin feshine veya ortağın payının gerçek değerinin ödenerek şirketten çıkarılmasına karar verebilir. Bu, azınlık haklarını koruyan çok güçlü bir silahtır. Anonim şirketlerde ise şirketin haklı sebeple feshi davası açılabilmesi için davacı ortakların sermayenin en az onda birini (%10) temsil etmesi gerekir (halka açık şirketlerde yirmide bir). Yani limited şirketlerde tek bir ortak bile bu süreci başlatabilirken, anonim şirketlerde belirli bir sermaye gücüne sahip olmak şarttır. Bu durum, anonim şirketlerin küçük hissedarların keyfi davalarından daha korunaklı olduğunu göstermektedir.
Yabancı Ortaklık Şartları Nelerdir?
Türkiye, yabancı yatırımcılar için oldukça açık bir mevzuata sahiptir ve hem limited hem de anonim şirketlerde %100 yabancı ortaklığa izin verilmektedir. Yabancı gerçek veya tüzel kişiler, Türk vatandaşlarıyla aynı şartlar altında şirket kurabilir veya ortak olabilirler. Anonim şirketler, yabancı yatırımcılar tarafından (hisse devri kolaylığı ve sorumluluk sınırlaması nedeniyle) genellikle daha çok tercih edilmektedir. Yabancı ortaklı şirketlerin kuruluşu sırasında pasaport tercümeleri, apostil şerhli belgeler gibi ekstra bürokratik işlemler olsa da, operasyonel süreçlerde yerli şirketlerden bir farkları bulunmamaktadır. Türkiye’nin doğrudan yabancı yatırım çekme politikaları, her iki şirket türünü de global ölçekte rekabetçi kılmaktadır.
Hangi Şirket Türü Daha Prestijlidir?
Ticari dünyada ve bankacılık sektöründe anonim şirketler, limited şirketlere göre her zaman bir adım daha prestijli kabul edilir. Bunun sebebi, anonim şirketlerin daha yüksek sermaye gerektirmesi, daha sıkı denetim süreçlerine tabi olması ve kurumsal yönetim ilkelerine daha yakın durmasıdır. Büyük ihalelere girmek, bankalardan yüksek limitli krediler almak veya uluslararası iş ortaklıkları kurmak isteyen firmalar için anonim şirket olmak büyük bir avantaj sağlar. Limited şirket ise daha samimi, maliyeti düşük ve esnek bir yapı olarak algılanır ve yerel piyasada güvenle faaliyet gösterir. Prestij algısı, şirketin müşteri ve tedarikçi ilişkilerindeki pazarlık gücünü doğrudan etkileyen soyut ama etkili bir varlıktır.
Kar Payı Dağıtım Esasları Nelerdir?
Şirketlerin temel amacı kâr elde etmek ve bu kârı ortaklarına dağıtmaktır. Kar payı (temettü) dağıtımı, ancak net dönem kârı varsa ve kanuni yedek akçeler ayrıldıktan sonra genel kurul kararıyla yapılabilir. Anonim şirketlerde kâr payı dağıtımı, pay sahiplerinin sermayeye katılım oranlarına göre yapılır (esas sözleşmede imtiyaz yoksa). Limited şirketlerde de benzer bir kural geçerlidir. Ancak limited şirketlerde kâr payı avansı verilmesi gibi uygulamalar daha sınırlıyken, anonim şirketlerde SPK ve TTK düzenlemeleri çerçevesinde kâr dağıtım politikaları çok daha profesyonel ve öngörülebilir şekilde yürütülür. Kâr dağıtımı, yatırımcıların şirkete olan sadakatini ve hisse değerini belirleyen en kritik unsurlardan biridir.
Limited Şirketten Anonim Şirkete Dönüşüm Mümkün müdür?
İşini büyüten ve limited şirketin sınırlarına takılan girişimciler için “tür değişikliği” her zaman açık bir kapıdır. Bir limited şirket, tüm aktif ve pasifiyle birlikte anonim şirkete dönüşebilir. Bu işlem sırasında şirketin geçmişi, kazanılmış hakları, ruhsatları ve sözleşmeleri korunur; yani yeni bir şirket kurulmuş olmaz, sadece şirketin hukuki “elbisesi” değiştirilir. Bu süreç için mali müşavir raporları, uzman görüşleri ve genel kurul kararları gereklidir. Tür değişikliği, bir işletmenin profesyonelleşme yolculuğunda attığı en önemli stratejik adımlardan biri olarak kabul edilir. Bu dönüşüm sayesinde şirket, halka arz gibi daha büyük finansal hedeflere ulaşma yolunda önündeki hukuki engelleri kaldırmış olur.
