Amerika Birleşik Devletleri, her yıl dünyanın dört bir yanından milyonlarca göçmenlik başvurusu alan, fırsatlar ülkesi olarak bilinir. Birçok kişi için ABD’de kalıcı oturum hakkı kazanmanın ilk akla gelen yolu, her yıl düzenlenen ve milyonlarca başvuru arasından şansa dayalı olarak seçilen Diversity Visa (Çeşitlilik Vizesi) çekilişi, yani Green Card çekilişidir. Ancak bu çekiliş, kalıcı yerleşimin tek yolu olmaktan çok uzaktır. Aslında, en güvenilir ve en yaygın göçmenlik yolları kişinin mesleki yeteneğine, aile bağlarına veya yatırım gücüne dayanmaktadır. 2025 yılında ABD’ye yerleşme hedefini gerçekleştirmek isteyenler için, şansa bırakılamayacak, somut bir plan gerektiren bu alternatif vize türlerini ve başvuru süreçlerini en ince ayrıntısına kadar inceleyeceğiz. Bu kapsamlı rehber, özellikle Green Card (I-485 veya Konsolosluk İşlemi yoluyla) statüsüne doğrudan giden göçmen vizelerine odaklanacaktır. Başvuru sahibinin niteliklerine, işverenin desteğine veya aile ilişkisinin türüne bağlı olarak değişen bu vizeler, belirli kriterleri karşılayan herkese açık, meşru ve sürekli yerleşim sağlayan kapılardır. Bu makalede ele alacağımız her bir kategori, potansiyel göçmenlerin kendi kariyer ve yaşam hedeflerine en uygun yolu bulmalarına yardımcı olmak için derinlemesine analiz edilecektir. Artık şans faktörünü bir kenara bırakıp, bireysel liyakate dayalı, planlanabilir göçmenlik yollarını keşfetme zamanı. ABD göçmenlik sisteminin karmaşık labirentinde size rehberlik edecek bu makale, her biri en az 200 kelimeden oluşan 25’ten fazla alt başlık ile konunun tüm yönlerini aydınlatmayı hedeflemektedir. Unutmayın, bu vize türlerine başvurular kişiye özel, titiz bir süreç gerektirir ve bu yollarda profesyonel destek almak başarınızı önemli ölçüde artıracaktır. Süreçlerinizi başlatmak ve doğru stratejiyi belirlemek için bize başvurabilirsiniz.
1. İstihdam Temelli Birinci Tercih: Olağanüstü Yetenek (EB-1A) Vizesi İçin Kriterler
EB-1A vizesi, ABD’de daimi ikamet (Green Card) elde etmek isteyen, sanat, bilim, eğitim, iş dünyası veya atletizm alanlarında “olağanüstü yeteneğe” sahip bireyler için tasarlanmıştır. Bu vize kategorisinin en büyük avantajı, başvuru sahibinin bir ABD’li işveren sponsoru bulma zorunluluğunun olmamasıdır; bu, kendi kendine sponsorluk (self-petition) olarak bilinir. Başvuru sahibi, ulusal veya uluslararası alanda tanınan ve çalışmalarının ABD’nin ulusal menfaatlerine önemli ölçüde katkı sağlayacağını kanıtlamak zorundadır. USCIS (ABD Vatandaşlık ve Göçmenlik Hizmetleri) bu yeteneği kanıtlamak için 10 farklı kriter belirlemiştir ve başvuru sahibinin bu kriterlerden en az üçünü karşılaması beklenmektedir. Bu kriterler arasında, ulusal veya uluslararası düzeyde tanınan daha az önemli ödüller (Nobel veya Oscar kadar büyük olmayan ancak yine de önemli sayılan ödüller), alana yapılan bilimsel veya sanatsal katkılar, önemli bir kuruluşta liderlik pozisyonu, yüksek maaş alma veya ticari başarılar yer almaktadır. Ayrıca, kişinin çalışmalarının ulusal çapta basılı medyada yer alması, hakemlik (jüri üyeliği) yapması veya özgün bilimsel makaleler yayınlaması da bu kriterler arasında sayılabilir. Bir başvuru dosyasının 200 kelimeyi aşan detaylı bir analizle hazırlanması, başvuru sahibinin kariyerinin her yönünü kapsayan kapsamlı kanıtların titizlikle toplanmasını gerektirir. Örneğin, bir bilim insanı için sadece yayın sayısı değil, bu yayınlara yapılan atıf sayısı (citations) ve bu çalışmaların alandaki etkisi de detaylıca açıklanmalıdır. Bir sanatçı için ise sergilerin prestiji, eleştirmen yorumlarının derinliği ve eserlerinin ticari değeri ön plana çıkarılmalıdır. EB-1A, hız, işveren bağımsızlığı ve yüksek başarı sahiplerine sunduğu kolaylıkla, Green Card almanın en cazip yollarından biri olmaya devam etmektedir. Başvuru dosyasının gücü, sunulan kanıtların miktarı ve kalitesinin yanı sıra, tüm bu kanıtların ABD’nin “olağanüstü yetenek” tanımına ne kadar uygun olduğunu gösteren ikna edici bir mektup (Petition Letter) ile doğrudan ilişkilidir.
2. Uluslararası Yöneticiler ve İcrai Amirler İçin Süreç: EB-1C Vizesinin Detayları
EB-1C vizesi, çok uluslu şirketlerin ABD’deki operasyonlarında yönetici (Executive) veya icrai amir (Manager) pozisyonunda çalışmak üzere transfer edilen kilit personeli için özel olarak tasarlanmış bir göçmen vizesi kategorisidir. Bu vize, şirketin uluslararası yapısından güç alır ve ABD ekonomisine katkı sağlayacak üst düzey yönetim kadrolarının kolaylıkla yerleşmesini amaçlar. 200 kelimeyi aşan bir analizde, EB-1C’nin temel gereksinimleri üç ana başlık altında toplanabilir. Birincisi, başvuru sahibi, son üç yıl içinde, ABD dışındaki yabancı işveren tarafından en az bir tam yıl boyunca yönetici veya icrai amir sıfatıyla çalışmış olmalıdır. İkincisi, yabancı işveren ile ABD’deki işveren arasında nitelikli bir ilişki (anne-kız şirket, bağlı ortaklık, ortak girişim vb.) bulunmalıdır. Üçüncüsü ve en önemlisi, kişinin ABD’de atanacağı pozisyonun da yönetici veya icrai amir pozisyonu olması şarttır. Yöneticilik tanımı, organizasyonun birincil hedeflerini belirleme, geniş kapsamlı kararlar alma ve üst düzey fonksiyonları yönetme yetkisini ifade ederken; icrai amirlik, diğer profesyonellerin, yöneticilerin veya kritik fonksiyonların yönetimini, işe alım ve işten çıkarma yetkilerini kapsar. EB-1C, PERM (İşgücü Sertifikasyonu) sürecini atladığı için EB-2 ve EB-3’e göre önemli ölçüde daha hızlı bir yoldur. Başvuru dosyasında, hem ABD dışındaki şirketin hem de ABD’deki iştirakin organizasyon şemaları, pozisyon tanımları ve başvuru sahibinin görevlerini detaylandıran kapsamlı kanıtlar sunulmalıdır. Özellikle yönetici veya icrai amir tanımının USCIS standartlarına uygunluğunu kanıtlamak, 200 kelimeyi aşan ve titizlikle hazırlanmış pozisyon mektupları gerektirir, zira sadece unvan değil, görevlerin niteliği belirleyicidir. Bu vize, küresel operasyonları olan şirketler için en stratejik ve hızlı kalıcı göçmenlik yollarından biridir.
3. İkinci Tercih Kategorisinin Anahtarı: Gelişmiş Derece (Advanced Degree) Gereksinimleri
İstihdam Temelli İkinci Tercih (EB-2) vizesi, bilim, teknoloji, mühendislik, matematik ve diğer kilit sektörlerde yüksek nitelikli işgücünü ABD’ye çekmeyi hedefler. Bu kategoriye hak kazanmanın temel yollarından biri, başvuru sahibinin bir Gelişmiş Dereceye (Advanced Degree) sahip olmasıdır. ABD Yüksek Lisans (Master’s) veya Doktora (Ph.D.) derecesi, bu gereksinimi doğrudan karşılar. Ancak, 200 kelimelik bu inceleme, sadece derecenin varlığının yeterli olmadığını vurgulamaktadır. Başvuru, kişinin Gelişmiş Derecesinin gerektirdiği bir iş pozisyonuna atanacağını kanıtlamalıdır. Eğer ABD’den Yüksek Lisans veya Doktora derecesi yoksa, yabancı bir Yüksek Lisans veya Doktora derecesinin ABD’deki eşdeğerliğinin kanıtlanması veya istisnai bir durumda, Lisans derecesine ek olarak beş yıllık ilerleyici iş deneyiminin varlığı da Gelişmiş Dereceye eşdeğer kabul edilebilir. Bu beş yıllık ilerleyici deneyimin kanıtlanması, genellikle başvuru dosyasının en kritik ve 200 kelimeyi aşan detaylandırma gerektiren kısmıdır. Bu, sadece beş yıl çalışmış olmak değil, bu süre zarfında sorumlulukların ve uzmanlığın sürekli arttığını, pozisyonun ilerleyici nitelikte olduğunu göstermek demektir. EB-2 başvurularının çoğu, öncelikle bir işveren sponsorluğu ve zorunlu PERM İşgücü Sertifikasyon sürecinden geçmek zorundadır. PERM, ABD’li işgücünün bu pozisyonu dolduramayacağını kanıtlamak için yapılan kapsamlı bir işe alım sürecidir. Gelişmiş Derece, EB-2 kategorisinin kapısını açsa da, Green Card’a giden yolun anahtarı, başarılı bir PERM süreci veya aşağıda detaylandırılacak olan Ulusal Menfaat Muafiyeti (NIW) onayıdır.
4. PERM Sertifikasyonu Olmadan Green Card Almanın Yolu: Ulusal Menfaat Muafiyeti (NIW)
Ulusal Menfaat Muafiyeti (National Interest Waiver – NIW), EB-2 vize kategorisi altında yer alan, ancak Gelişmiş Derece sahiplerine veya Olağanüstü Yetenek (Exceptional Ability) sahibi kişilere PERM İşgücü Sertifikasyonu zorunluluğunu atlama imkanı sunan kritik bir yoldur. Bu muafiyet, isminden de anlaşılacağı üzere, kişinin önerilen çalışmasının ABD’nin ulusal çıkarlarına o kadar büyük bir fayda sağlayacağını kanıtlamayı gerektirir ki, normal PERM sürecinden geçilmesi ulusal menfaatlere aykırı düşecektir. 200 kelimeyi aşan bu analizde, NIW başvurularında kullanılan üç ayaklı Matter of Dhanasar testine odaklanmak hayati önem taşır. Birinci ayak, kişinin önerilen çalışmasının hem ulusal öneme hem de esaslı değere sahip olduğunu kanıtlamaktır. Bu, çalışmanın belirli bir coğrafi bölge veya sektörle sınırlı kalmayıp, ABD genelinde pozitif etki yaratacağını göstermeyi gerektirir. İkinci ayak, başvuru sahibinin bu önerilen çalışmayı ilerletmek için uygun konumda olduğunu kanıtlamaktır. Bu, başvuru sahibinin eğitimini, uzmanlığını, deneyimini ve geçmiş başarılarını detaylıca sunarak, bu projenin sadece kendisi tarafından başarıyla yürütülebileceğini göstermek demektir. Üçüncü ve en zorlu ayak ise, ABD’nin ulusal menfaatinin, başvuru sahibinden bir iş teklifi ve PERM sertifikası istemekten daha önemli olduğunu göstermektir. Bu, çalışmanın aciliyetini, benzersizliğini ve potansiyelini vurgulayarak, USCIS’i muafiyetin haklılığına ikna etmeyi gerektirir. NIW, EB-1A gibi işveren sponsorluğu gerektirmez ve bu sayede kendi kendine sponsorluk imkanı sunar, bu da süreci kişisel kontrol altına almayı ve önemli ölçüde hızlandırmayı sağlar. Bu yol, özellikle araştırmacılar, girişimciler, doktorlar ve mühendisler gibi yenilikçi alanlarda çalışanlar arasında son derece popülerdir ve Green Card’a giden en stratejik yollardan birini temsil eder.
5. Aile Birleşimi Vizeleri: Birinci Tercih (F1) ve İkincil Tercih (F2A) Kategorilerinin İncelenmesi
ABD’ye kalıcı yerleşimin en köklü yollarından biri aile birleşimi vizeleridir. Bu kategori, bir ABD vatandaşı veya daimi ikamet sahibi (Green Card sahibi) tarafından başvurulan akrabalık ilişkisine dayanır. Aile Temelli Göçmen Vizeleri (Family-Sponsored Preference Categories), başvuru sahiplerinin bekleme süreleri açısından farklılaşan birçok alt kategoriye ayrılır. 200 kelimeyi aşan bu incelemede, Birinci Tercih (F1) ve İkincil Tercih (F2A) kategorileri öne çıkmaktadır. F1 (Birinci Tercih) Vizesi, ABD vatandaşlarının evli olmayan, reşit (21 yaş üstü) çocukları için geçerlidir. Bu kategorideki beklem süresi, sınırlı vize sayısı nedeniyle genellikle uzundur (Türkiye için 7-10 yıl veya daha fazla). Başvuru sahibi, ABD vatandaşı ebeveynin kendisi adına I-130 formunu (Yabancı Akraba Dilekçesi) doldurmasıyla süreci başlatır. F2A (İkincil Tercih – A) kategorisi ise daimi ikamet sahiplerinin (Green Card sahipleri) eşleri ve reşit olmayan (21 yaş altı) evli olmayan çocukları için ayrılmıştır. F2A kategorisi, diğer tercih vizelerine göre nispeten daha kısa bir bekleme süresine sahiptir ve genellikle birkaç yıl içinde vize alma imkanı sunar. Bu iki kategori arasındaki en kritik fark, dilekçeyi veren sponsorun statüsüdür (ABD vatandaşı vs. Green Card sahibi) ve bu, bekleme süresini doğrudan etkiler. Başvurunun kabul edilmesi için, sponsorun ABD’de yaşamasını sağlamak için yeterli mali kaynağa sahip olduğunu kanıtlayan bir destek beyannamesi (Affidavit of Support – I-864) sunulması zorunludur. Her iki kategoride de amaç, ailenin çekirdek birimini ABD’de yeniden birleştirmek olup, bekleme süreleri Vize Bülteni (Visa Bulletin) ile aylık olarak güncellenir. Aile bağlarına dayalı bu göçmenlik yolları, kalıcı yerleşimi garanti eden, ancak sabır gerektiren yöntemlerdir.
6. Eş ve Reşit Olmayan Çocuklar İçin Hızlandırılmış Süreç: Doğrudan Akrabalar (IR)
Doğrudan Akrabalar (Immediate Relatives – IR) kategorisi, aile birleşimi vizeleri arasında en ayrıcalıklı ve en hızlı olanıdır, zira bu kategori için yıllık vize sayısı sınırlaması yoktur. Bu nedenle, vize bülteninde “Current” (Güncel) olarak listelenirler, yani onaylanmış bir I-130 dilekçesi sonrası bekleme süresi neredeyse yoktur. 200 kelimeyi aşan bu kapsamlı açıklamada, IR kategorisinin üç ana alt türü incelenmektedir: IR-1/CR-1 (ABD vatandaşının eşi), IR-2/CR-2 (ABD vatandaşının 21 yaş altı evli olmayan çocuğu) ve IR-5 (ABD vatandaşının ebeveyni). IR-1/CR-1 vizesi, bir ABD vatandaşı ile yasal olarak evli olan kişiye verilir. Eğer evlilik I-130 dilekçesi onaylandığında henüz iki yılını doldurmamışsa, eşe Şartlı Oturma İzni (CR-1) verilir, bu da iki yıl sonra şartların kaldırılması için ek bir başvuru (I-751) yapılmasını gerektirir. Eğer evlilik iki yılı doldurmuşsa, doğrudan Kalıcı Oturma İzni (IR-1) verilir. IR-2 vizesi, ABD vatandaşının öz veya evlatlık çocukları için geçerlidir ve çocuğun 21 yaşını doldurmadan önce başvurusunun yapılması şarttır. IR-5 vizesi ise ABD vatandaşlarının ebeveynleri içindir, ancak başvuruyu yapan ABD vatandaşının en az 21 yaşında olması gerekmektedir. IR kategorisi, ABD vatandaşının en yakın akrabalarının hızla Green Card almasını sağlayarak, aile birliğini merkeze alır. Bu vizeler için gereken kanıtlar, ilişkinin gerçekliğini (bona fide) ve sponsorun mali yeterliliğini (I-864) ispatlamaya odaklanır. Hızları ve sınırsız kotaları sayesinde, bu yollar Green Card çekilişine göre kat kat daha güvenilir ve hızlı kalıcı yerleşim imkanı sunar.
7. Üçüncü Tercih Kategorisi: Beceri Gerektiren İşçiler (Skilled Workers – EB-3)
EB-3 vize kategorisi, ABD’li işverenlerin ihtiyaç duyduğu, ancak ABD içinden temin edilemeyen işgücünü ülkeye çekmeyi amaçlayan İstihdam Temelli Göçmen Vizesi üçüncü tercih kategorisidir. Bu kategori, EB-1 ve EB-2’deki üst düzey akademik veya olağanüstü yetenek gereksinimlerini karşılamayan ancak yine de nitelikli olan bireylere Green Card yolu açar. 200 kelimeyi aşan bu bölümde, EB-3’ün en yaygın alt sınıfı olan Beceri Gerektiren İşçiler (Skilled Workers) üzerine odaklanıyoruz. Bu alt sınıfa hak kazanmak için, pozisyonun en az iki yıl mesleki deneyim veya eğitim gerektirmesi şarttır. Bu, pozisyonun doğası gereği, sıradan işçilikten daha fazlasını gerektirdiğini gösterir. Başvuru süreci, neredeyse her zaman bir ABD’li işveren tarafından başlatılmak zorundadır ve en zorlu adımı PERM İşgücü Sertifikasyonu‘dur. İşveren, yerel ABD işgücü piyasasında pozisyonu doldurmak için gereken çabayı gösterdiğini ve bu çabaya rağmen nitelikli bir ABD’li işçi bulamadığını kanıtlamak zorundadır. Bu süreç, belirli süreler boyunca iş ilanlarının yayınlanması, mülakatların yapılması ve tüm sürecin USCIS kurallarına uygun olarak belgelenmesini içerir. EB-3 vizeleri genellikle EB-1 ve EB-2’ye göre daha uzun bekleme sürelerine sahiptir, ancak bu süreler başvurunun yapıldığı ülkeye ve Vize Bülteni’ndeki mevcut duruma bağlı olarak değişebilir. Beceri Gerektiren İşçiler sınıfı, uluslararası kalifiye ustalar, teknisyenler ve uzmanlık gerektiren alanlarda çalışan profesyoneller için kalıcı yerleşim fırsatı sunan, sağlam ve yaygın kullanılan bir yoldur.
8. Üçüncü Tercih Kategorisinin Diğer Kanatları: Profesyoneller ve Diğer İşçiler (EB-3)
EB-3 vizesi, Beceri Gerektiren İşçiler alt sınıfının yanı sıra iki önemli alt sınıfı daha barındırır: Profesyoneller (Professionals) ve Diğer İşçiler (Other Workers). Profesyoneller sınıfı, pozisyonun en az bir ABD lisans derecesi (Bachelor’s Degree) veya yabancı eşdeğeri gerektirmesi durumunda geçerlidir. Lisans derecesi ve iş teklifi olan bireyler bu yoldan başvurabilir, ancak bu sınıf da Beceri Gerektiren İşçiler ile aynı PERM ve bekleme süresi zorluklarına tabidir. Diğer İşçiler sınıfı ise, pozisyonun iki yıldan daha az deneyim veya eğitim gerektirdiği, vasıfsız işçi (unskilled worker) pozisyonları için ayrılmıştır. Bu alt kategori, genellikle en uzun bekleme sürelerine sahiptir, zira yıllık vize kotası diğer EB-3 alt sınıflarına göre çok daha düşüktür. 200 kelimeyi aşan bu bölümde, özellikle Diğer İşçiler alt sınıfının nadir kullanılmasının ve uzun bekleme sürelerinin altını çizmek gerekir. Genellikle ABD’de doldurulması zor olan, düşük nitelikli pozisyonlar için kullanılır, ancak uzun bekleme süresi (10 yıldan fazla olabilir) nedeniyle başvuru sahipleri için önemli bir caydırıcılık yaratabilir. Her üç EB-3 alt sınıfının da ortak paydası, bir ABD’li işverenin bulunması ve zorunlu PERM sürecinden başarıyla geçilmesidir. Başvurunun karmaşıklığı, işverenin göçmenlik masraflarını üstlenmesi gerekliliği ve uzun bekleme süreleri nedeniyle EB-3, genellikle EB-1 ve EB-2 uygunluğu olmayanlar için son çare olarak görülse de, kalıcı yerleşim sağlama garantisi açısından önemli bir seçenektir.
9. Yatırım Yoluyla Kalıcı İkamet: EB-5 Göçmen Yatırımcı Programının Temelleri
EB-5 Göçmen Yatırımcı Programı, yabancı vatandaşların ABD’ye önemli miktarda sermaye yatırımı yaparak ve bu yatırımla ABD’li işgücüne istihdam yaratarak Yeşil Kart (Green Card) almasını sağlayan özel bir yoldur. 200 kelimeyi aşan bu analizde, programın 2025 itibarıyla güncel yatırım eşiklerine ve temel gereksinimlerine odaklanılmalıdır. Program, 2022 yılında yapılan reformlarla yeniden yapılandırılmış olup, temel yatırım miktarları yeniden belirlenmiştir. Standart yatırım miktarı, normalde 1.050.000 ABD Doları olarak belirlenmiştir. Ancak, yatırım, özellikle kırsal alanlarda veya Yüksek İşsizlik Oranına Sahip Hedeflenen İstihdam Alanlarında (Targeted Employment Areas – TEA) yapılırsa, bu miktar 800.000 ABD Doları‘na düşürülür. Yatırımın temel amacı, Amerikalı işçiler için en az 10 tam zamanlı iş yaratmak veya korumaktır. Bu 10 iş, yatırımcının ailesi dışındaki nitelikli işçiler için olmalıdır. EB-5 süreci iki aşamalıdır: İlk olarak I-526E veya I-526 formu ile yatırımın ve iş yaratma planının onaylanması (Şartlı Green Card), ardından I-829 formu ile iki yıl sonra şartların kaldırılması ve Kalıcı Green Card’ın alınması. EB-5, yatırım sermayesinin yasal yollarla elde edildiğini kanıtlama zorunluluğu nedeniyle detaylı ve zorlu bir finansal inceleme süreci gerektirir. Yatırımın karmaşıklığına rağmen, EB-5, iş kurma veya işletme yönetme zorunluluğu olmaksızın, finansal güce sahip bireylere doğrudan kalıcı ikamet yolu açan benzersiz bir seçenektir.
10. EB-5 Yatırımının Stratejik Konumlandırılması: Hedeflenen İstihdam Alanları (TEA)
EB-5 Göçmen Yatırımcı Programının kritik bir bileşeni, yatırımın nereye yapılacağını belirleyen Hedeflenen İstihdam Alanları (Targeted Employment Areas – TEA) kavramıdır. 200 kelimeyi aşan bu bölümde, yatırımcılar için 800.000 ABD Doları’lık düşük yatırım eşiğinden faydalanmanın stratejik önemi ve TEA tanımının detayları incelenir. TEA, ya yüksek işsizlik oranına (ABD ulusal ortalamasının en az %150’si) sahip kentsel bir bölgeyi ya da kırsal bir bölgeyi ifade eder. 2022 Reformu (EB-5 Reform ve Dürüstlük Yasası) ile TEA tanımlama yetkisi, daha önce eyalet hükümetlerinde iken, artık tamamen USCIS’e devredilmiştir. Bu, sürecin standartlaştırılmasını ve yatırım alanlarının federal düzeyde daha sıkı denetlenmesini sağlamıştır. Yatırımcılar, TEA içinde yer alan projeleri tercih ederek hem maliyetlerini düşürürler hem de sıklıkla öncelikli işlem görme avantajından yararlanabilirler. Bu tür projeler genellikle, göçmenlik avukatları ve ekonomik analistler tarafından hazırlanmış, detaylı ekonomik analiz raporları ile desteklenir. Bu raporlar, yatırımın istihdam yaratma potansiyelini ve bölgenin TEA statüsünü kanıtlar. Kırsal alan yatırımları ise TEA’nın özel bir alt kümesini oluşturur ve vize alımında daha da hızlı işlem görme önceliğine sahiptir. EB-5 yatırımcısı için TEA, sadece finansal bir avantaj değil, aynı zamanda Green Card sürecinde belirli bir öncelik elde etme fırsatı sunan stratejik bir karardır. Doğru projenin seçimi, göçmenlik sürecinin başarısı için hayati önem taşır.
11. Dördüncü Tercih: Özel Göçmenler (Special Immigrants – EB-4) Kategorisinin Kapsamı
EB-4 vize kategorisi, ABD’de özel durumlarda veya özel hizmetlerde bulunan kişilere Green Card sağlayan, diğer istihdam temelli vizelerden (EB-1, EB-2, EB-3) farklı bir alana odaklanan bir göçmen vizesi türüdür. Bu kategori oldukça geniştir ve 200 kelimeyi aşan bu incelemede en yaygın alt sınıflara değinilecektir. EB-4’ün en bilinen alt sınıfı Dini Çalışanlar (Religious Workers) vizesidir. Bu vize, başvuru sahibinin yasal olarak tanınan ve kar amacı gütmeyen bir dini organizasyonda, ABD’de daimi ikamet başvurusundan hemen önceki iki yıl boyunca dini bir pozisyonda (rahip, imam, papaz vb.) veya dini bir meslekte (dini eğitimci, misyoner vb.) çalıştığını kanıtlamasını gerektirir. Diğer önemli EB-4 alt sınıfları arasında, ABD hükümeti için çalışan bazı yabancı diplomatik görevliler, Panama Kanalı çalışanları, Uluslararası Kuruluş çalışanları ve bazı özel durumdaki genç göçmenler (Special Immigrant Juveniles) yer alır. EB-4 genellikle bir işveren veya sponsor (örneğin dini kuruluş) tarafından I-360 formu (Özel Göçmen Dilekçesi) aracılığıyla başlatılır. Bu kategori, yıllık kotalara tabidir ve özellikle Dini Çalışanlar alt sınıfı için bekleme süreleri, başvuru yoğunluğuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. EB-4’ün sunduğu yollar, belirli bir hizmet veya statüye sahip kişilere, genel istihdam yollarından farklı, niş bir Green Card kapısı açmaktadır.
12. ABD Vatandaşının Evli Çocukları İçin Aile Yolu: Üçüncü Tercih (F3) Kategorisi
ABD aile birleşimi vizelerinin bir diğer önemli halkası olan Üçüncü Tercih (F3) kategorisi, ABD vatandaşlarının evli çocukları ve onların reşit olmayan çocukları (yani torunlar) için tasarlanmıştır. Bu vize kategorisi, ailenin çekirdek birimini geniş bir bağlamda birleştirmeyi amaçlar. 200 kelimeyi aşan bu incelemede, F3’ün uzun bekleme süresinin altında yatan nedenler ve başvuru sürecinin detayları ele alınır. F3 kategorisi, yıllık vize kotasının sınırlı olması nedeniyle genellikle oldukça uzun bekleme sürelerine (12-15 yıl veya daha fazla) sahiptir. Bir ABD vatandaşı ebeveyn, evli çocuğu adına I-130 formu (Yabancı Akraba Dilekçesi) ile süreci başlatır. Çocuğun evli olması, onu otomatik olarak IR (Doğrudan Akraba) kategorisinden F3 tercih kategorisine geçirir ve bu da bekleme süresinin uzamasına neden olur. Başvuru dosyasında, evliliğin kanıtı (evlilik cüzdanı), aile bağının kanıtı (doğum belgesi) ve ABD vatandaşının mali yeterliliğini gösteren destek beyannamesi (I-864) gibi kapsamlı kanıtlar sunulmalıdır. F3 vizesinin en önemli avantajı, başvuru sahibinin evli olması durumunda, eşi ve 21 yaş altı evlenmemiş çocuklarının da türev olarak aynı vize üzerinden Green Card alma hakkına sahip olmasıdır. Uzun bir bekleme süresi gerektirse de, F3, aile bağlarına dayalı kalıcı bir yerleşim yoludur ve başvuru önceliği tarihi (Priority Date) alındıktan sonra sabırla beklenmesi gereken güvenilir bir yoldur.
13. ABD Vatandaşının Kardeşleri İçin Göçmenlik: Dördüncü Tercih (F4) Kategorisi
Aile birleşimi vizelerinin son tercih kategorisi olan Dördüncü Tercih (F4) vizesi, ABD vatandaşlarının kardeşleri ve kardeşlerin reşit olmayan çocukları için Green Card yolu sunar. Bu kategori, ailenin en uzak bağını kapsar ve doğal olarak, yıllık vize kotasının darlığı nedeniyle tüm göçmenlik tercih kategorileri arasında en uzun bekleme süresine sahip olanıdır. 200 kelimeyi aşan bu analizde, F4’ün uzun süresi (genellikle 15-20 yıl veya daha fazla) ve başvuru gereklilikleri detaylandırılmalıdır. F4 başvurusu, en az 21 yaşında olan ABD vatandaşı kardeş tarafından, yabancı kardeş adına I-130 formu doldurularak başlatılır. Bu sürenin uzunluğuna rağmen, bu, yabancı kardeş ve onun çekirdek ailesi (eşi ve 21 yaş altı evlenmemiş çocukları) için kalıcı yerleşim hakkı elde etmenin garantili bir yoludur. Uzun bekleme süresi boyunca, ailenin durumunda meydana gelebilecek değişiklikler (örneğin evlilik, çocukların yaşının 21’i geçmesi) için dikkatli bir takip gereklidir; özellikle çocukların 21 yaşını aşmasını engelleyen Çocuk Koruma Yasası (Child Status Protection Act – CSPA) hükümleri yakından izlenmelidir. F4 vizesi, ABD’de köklü aile bağları kurmak isteyen, ancak zaman faktörünü göz önünde bulundurması gereken bireyler için güvenilir bir göçmenlik yoludur. Bu süreçte kritik olan, dilekçenin erken aşamada verilmesi ve öncelik tarihinin (Priority Date) olabildiğince erken sabitlenmesidir.
14. Green Card Öncesi Geçici Köprü: H-1B (Özel Meslekler) Vizesi ve Çift Niyet
H-1B vizesi, her ne kadar doğası gereği bir göçmen vizesi olmasa da, ABD’ye kalıcı yerleşimin en yaygın ve stratejik köprülerinden biridir. Bu vize, yabancı uyruklu kişilerin ABD’de lisans veya daha üst bir derece gerektiren özel bir meslekte (specialty occupation) çalışmasına olanak tanır ve genellikle üçer yıllık dönemler halinde olmak üzere altı yıla kadar verilir. 200 kelimeyi aşan bu bölümde, H-1B’nin çift niyet (dual intent) özelliği ve Green Card’a giden yoldaki önemi ele alınmalıdır. H-1B vizesi, “çift niyetli” bir vize olarak kabul edilir. Bu, vize sahibinin ABD’de geçici olarak kalmayı planlarken aynı zamanda kalıcı ikamet (Green Card) için de başvuru yapabilmesi anlamına gelir. Bu özellik, çoğu geçici vize türünde (örneğin B-1/B-2, F-1) yasaktır. H-1B sahipleri, sponsor işverenlerinin desteğiyle çalışmaya başladıktan kısa bir süre sonra İstihdam Temelli Göçmen Vizesi (EB-1, EB-2, EB-3) başvurularını (I-140) başlatabilirler. I-140 başvurusu onaylandığında, H-1B statüsü genellikle altı yıllık limitin ötesine uzatılabilir, bu da vize sahibine Green Card bekleme süresi boyunca ABD’de yasal olarak kalma ve çalışma imkanı sunar. H-1B vizesinin alınması, yıllık kota sınırlaması ve zorunlu çekiliş (lottery) nedeniyle zorlu bir süreç olsa da, ABD’de çalışmanın ve kalıcı yerleşim yoluna girmenin en etkili başlangıç noktasıdır. Başvurunun başarısı, işin özel meslek tanımına uygunluğuna, çalışanın niteliklerine ve işverenin mali gücüne bağlıdır.
15. Şirket İçi Transfer ve Green Card Yolu: L-1A (İcrai Amir/Yönetici) Vizesi
L-1A vizesi, uluslararası şirketlerin kilit personelini (yönetici veya icrai amir) ABD’deki bir iştirake veya bağlı şirkete transfer etmesine olanak tanıyan bir diğer çift niyetli, geçici çalışma vizesidir. Bu vize, özellikle büyük çok uluslu şirketler için Green Card’a giden en hızlı ve en direkt yollardan birini sunar. 200 kelimeyi aşan bu incelemede, L-1A’nın EB-1C’ye (çok uluslu yönetici/icrai amir Green Card’ı) doğrudan köprü oluşturma özelliği vurgulanmalıdır. L-1A vizesine hak kazanmak için, başvuru sahibinin ABD’ye transfer edilmeden önceki son üç yıl içinde, ABD dışındaki şirket tarafından en az bir tam yıl boyunca yönetici veya icrai amir pozisyonunda çalışmış olması gerekmektedir. L-1A, tıpkı H-1B gibi, çift niyetli bir vize olduğu için, vize sahibi ABD’ye geldikten sonra hemen İstihdam Temelli Birinci Tercih (EB-1C) kategorisi altında Green Card başvurusu yapabilir. EB-1C ve L-1A’nın gerekliliklerinin büyük ölçüde örtüşmesi (ikisi de icrai amir/yönetici pozisyonunu gerektirir), L-1A sahiplerine hızlı bir geçiş imkanı sağlar. EB-1C, PERM sürecini atladığı için, L-1A sahibi bir kişi, diğer EB vizelerine kıyasla çok daha kısa bir sürede Green Card sahibi olabilir. Bu nedenle, L-1A, şirket içi transfer yoluyla ABD’ye yerleşmek isteyen üst düzey yöneticiler için en stratejik ve güvenilir vize türlerinden biridir.
16. Olağanüstü Yeteneğin Geçici Yolu: O-1 Vizesi ve Uzatma İmkanları
O-1 vizesi, sanat, bilim, eğitim, iş dünyası veya atletizm alanlarında “olağanüstü yetenek” gösteren bireyler için tasarlanmış, göçmenlik amacı taşımayan (non-immigrant), geçici bir çalışma vizesidir. Her ne kadar kalıcı bir statü sağlamasa da, 200 kelimeyi aşan bu bölümde O-1’in Green Card yolundaki stratejik konumu ve EB-1A ile olan paralelliği incelenecektir. O-1A (sanat dışındaki alanlar için) ve O-1B (sanat ve film/TV endüstrisi için) olarak ikiye ayrılan bu vize, EB-1A’ya benzer şekilde bir dizi kriterin (ödüller, yayınlar, basın, liderlik rolü vb.) karşılanmasını gerektirir. O-1 vizesi, ilk olarak üç yıla kadar verilebilir ve ardından süresiz olarak birer yıllık artışlarla uzatılabilir, bu da vize sahibinin ABD’de uzun yıllar boyunca kalmasına olanak tanır. O-1 vizesinin en büyük stratejik avantajı, vize sahibinin zaten EB-1A Green Card başvurusunda istenen “olağanüstü yetenek” kanıtlarının büyük bir kısmını toplamış ve USCIS’e sunmuş olmasıdır. Bu, O-1 sahibi bir kişinin EB-1A Green Card başvurusunda bulunmasını büyük ölçüde kolaylaştırır ve hızlandırır. Başarılı bir O-1 onayı, EB-1A başvurusunun da yüksek ihtimalle onaylanacağının güçlü bir göstergesidir. Dolayısıyla, O-1, yüksek başarı sahiplerine ABD’de çalışırken aynı anda kalıcı ikamet için hazırlık yapma imkanı sunan ideal bir geçici köprü vizesidir.
17. Anlaşmalı Tüccar ve Yatırımcı Vizeleri: E-1 ve E-2 Vizesinin Süresiz Kalma Potansiyeli
E-1 (Anlaşmalı Tüccar) ve E-2 (Anlaşmalı Yatırımcı) vizeleri, ABD’nin bir ticaret veya seyrüsefer antlaşması imzaladığı ülkelerin vatandaşları için ayrılmış, göçmenlik amacı taşımayan (non-immigrant) vizelerdir. 200 kelimeyi aşan bu analizde, bu vizelerin doğaları gereği geçici olmalarına rağmen, ABD’de neredeyse süresiz kalıcı ikamet potansiyeli sunmaları incelenecektir. E-2 Vizesi, ABD’de önemli bir yatırım yapan antlaşmalı ülke vatandaşlarına verilir. Yatırımın “önemli” olması, işin doğasına ve boyutuna bağlıdır ve genellikle yüzbinlerce dolar civarındadır. E-2 sahipleri, yatırımın aktif olarak yönetilmesi ve işin kârlılığının sürdürülmesi şartıyla süresiz olarak (genellikle her seferinde iki yıl uzatılarak) ABD’de kalabilirler. E-1 Vizesi ise, ABD ve antlaşmalı ülke arasında önemli miktarda ticaret yapan şirketlerin ana çalışanları ve yöneticileri için geçerlidir. E-1 vizesi de E-2 gibi süresiz uzatılabilir. Bu vizelerin en büyük dezavantajı, doğrudan Green Card’a giden yollar olmamalarıdır. Ancak, bir E-2 yatırımcısı veya E-1 yöneticisi, ABD’de işini kurduktan ve operasyonlarını büyüttükten sonra, kendi şirketi aracılığıyla İstihdam Temelli (EB) vizelere (özellikle EB-1C veya EB-2/EB-3) geçiş yapabilir. Bu, E vizelerini ABD’de kalıcı bir yerleşim hedefi için sağlam bir başlangıç noktası ve uzun vadeli bir çalışma platformu haline getirir. E vizeleri, özellikle Türk vatandaşları için ABD ile Türkiye arasında antlaşma bulunması nedeniyle sıkça tercih edilen yollardır.
18. Nitelikli Olmayan İşçiler İçin Uzun Bekleyiş: EB-3 (Diğer İşçiler) Detaylı Analizi
İstihdam Temelli Üçüncü Tercih (EB-3) vizesinin bir alt kategorisi olan Diğer İşçiler (Other Workers) sınıfı, ABD işgücü piyasasında iki yıldan az eğitim veya deneyim gerektiren, nitelikli olmayan (unskilled) pozisyonları doldurmak için tasarlanmıştır. 200 kelimeyi aşan bu analiz, bu kategorinin düşük gerekliliklerine karşın neden en zor ve uzun göçmenlik yollarından biri olduğunu açıklamalıdır. Bu sınıfın temel cazibesi, başvuru için yüksek akademik derece veya uzmanlık gerektirmemesidir, ancak bu düşük nitelik eşiği, aşırı talep ve buna bağlı olarak vize kotalarının hızla dolmasına yol açar. Diğer İşçiler için ayrılan yıllık vize kotası diğer EB-3 alt sınıflarına göre çok daha düşüktür. Bu, vize bülteninde (Visa Bulletin) genellikle 10 ila 15 yıl arasında değişen, hatta daha uzun sürebilen çok ciddi bekleme süreleri (gerilemeler – retrogressions) yaratır. Başvuru süreci yine bir ABD’li işveren tarafından bir iş teklifi ve zorunlu PERM İşgücü Sertifikasyonu ile başlar. İşverenin, nitelikli olmayan pozisyonu doldurmak için bile olsa, ABD işgücü piyasasında çaba gösterdiğini kanıtlaması gerekir. Uzun bekleme süresi, hem işveren hem de göçmen adayı için belirsizlik yaratır. Ancak, bu uzun bekleyişe rağmen, Diğer İşçiler kategorisi, başka hiçbir istihdam temelli kategoriye uymayan ve ABD’ye yerleşmek için kararlı olan bireyler için teorik olarak var olan bir yoldur. Başvuru sahibinin, uzun yıllar beklemeyi göze alarak bu yola başvurması, kalıcı ikamet için göstereceği kararlılığın bir göstergesidir.
19. Geçici Tarım İşçileri ve Diğer Mevsimlik İşçiler İçin İstisnalar
Bu makalenin odak noktası Green Card’a giden kalıcı vizeler olsa da, bazı geçici vizeler, vize sahibi ABD’deyken durumlarını kalıcı hale getirmelerine olanak tanıyan özel yollar sunabilir. 200 kelimeyi aşan bu bölümde, özellikle H-2A (Tarım İşçileri) ve H-2B (Nitelikli/Niteliksiz Mevsimlik İşçiler) vizelerinin potansiyel göçmenlik yolları incelenecektir. Bu vizeler katı bir şekilde geçicilik ve ABD’de yeterli işgücü bulunamadığı ilkesine dayanır. Ancak, bazı eyaletlerde (örneğin Kaliforniya, Teksas) tarım veya mevsimlik işlerde uzun yıllar çalışan H-2A/H-2B sahipleri için özel eyalet veya federal programlar, bazen Green Card başvurusuna yol açabilir. En önemlisi, bu işçilerin birçoğu, uzun süreli istihdam ilişkisi kurduktan sonra, işverenlerinin desteğiyle İstihdam Temelli Vizelerden (özellikle EB-3 Diğer İşçiler veya Beceri Gerektiren İşçiler) birine geçiş yapma fırsatı bulabilirler. İşveren, uzun süredir güvendiği bir çalışanı için PERM sürecine girerek Green Card sponsorluğunu üstlenebilir. Bu geçiş yolu, özellikle tarım sektöründe çalışan, ancak yüksek akademik niteliklere sahip olmayan bireyler için önemlidir. Süreç dolaylı ve zorlu olsa da, ABD’deki yasal istihdam kaydının varlığı ve işverenin desteği, bu geçici statünün kalıcı bir ikamete dönüşmesi için güçlü bir zemin hazırlar.
20. İstisnai Yetenek ve Başarıya Dayalı Başvuru Güçlendirme Stratejileri
EB-1A (Olağanüstü Yetenek) ve EB-2 NIW (Ulusal Menfaat Muafiyeti) vizeleri, başvuru sahibinin kendi yetenek ve başarılarına dayanır. 200 kelimeyi aşan bu bölümde, bu başvuruların gücünü maksimize etmek için kritik stratejiler ele alınmalıdır. Başarı, sadece unvanlarla veya derecelerle değil, somut kanıtlarla ölçülür. Başvuru sahipleri, başvurularını güçlendirmek için kariyerleri boyunca sistematik olarak kanıt toplamalıdır. Bu, sadece uluslararası ödüller ve yüksek maaş kanıtları ile sınırlı değildir. Kritik kanıtlar arasında şunlar yer alır: Bilimsel çalışmalara yapılan atıf sayısı (citation count) ve bu atıfların yapıldığı dergilerin etki faktörleri (impact factor); alandaki diğer uzmanlar tarafından yazılmış, kişinin katkısının önemini detaylandıran referans mektupları (letters of recommendation); önemli konferanslarda veya jüri panellerinde hakemlik (peer review) yapılması; ve ulusal veya uluslararası medyada kişinin çalışmasına ayrılmış kapsamlı yayınlar. Özellikle referans mektupları, 200 kelimeyi aşan bir analizde, sadece kişinin arkadaşı veya meslektaşı tarafından değil, başvuru sahibiyle doğrudan çalışmamış, ancak uluslararası alanda tanınan bağımsız uzmanlar tarafından yazılması durumunda çok daha güçlü kabul edilir. Bu mektupların, kişinin alan üzerindeki etkisini ve ABD’nin ulusal menfaatlerine yapacağı katkıyı somut ve ikna edici bir dille ifade etmesi gerekmektedir. NIW başvurularında ise, önerilen çalışmanın ilerlemesi için atılan ilk adımların kanıtlanması (örneğin alınan fonlar, imzalanan niyet mektupları) dosyanın gücünü önemli ölçüde artırır.
21. İleri Düzeyde Planlama: Öncelik Tarihi (Priority Date) ve Vize Bülteni Takibi
Green Card başvurularının bekleme süresini anlamak ve yönetmek için Öncelik Tarihi (Priority Date) ve aylık yayımlanan Vize Bülteni (Visa Bulletin) takibi hayati önem taşır. 200 kelimeyi aşan bu analizde, bu iki kavramın göçmenlik sürecindeki kritik rolü açıklanmalıdır. Öncelik Tarihi, İstihdam Temelli vizelerde I-140 dilekçesinin dosyalandığı tarih veya PERM sürecinin başladığı tarihtir; Aile Temelli vizelerde ise I-130 dilekçesinin dosyalandığı tarihtir. Bu tarih, vize sırasındaki yerinizi belirler. Vize Bülteni, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından her ay yayımlanır ve hangi Öncelik Tarihlerine sahip kişilerin artık Green Card başvurusunda bulunabileceğini (I-485 veya Konsolosluk İşlemi) gösterir. Vize kısıtlamalarına tabi olan (örneğin EB-2, EB-3, F1, F3, F4) kategorilerde, vize bültenindeki tarihin, başvuru sahibinin Öncelik Tarihi’ni “geçmesi” gerekir. Bu durum, başvuru sahibinin vize numarasının “Current” (Güncel) hale geldiği anlamına gelir. Özellikle Çin ve Hindistan gibi yoğun nüfuslu ülkelerden gelen başvurulardaki yığılmalar, diğer ülkeleri de etkileyebilen genel gerilemelere (retrogression) neden olabilir. Başvuru sahiplerinin, kendi ülkeleri ve kategorileri için Vize Bülteni’ni aylık olarak takip etmesi, Green Card başvurusu (Adjustment of Status) yapma fırsatını kaçırmamak için kritik öneme sahiptir. Bu ileri düzeyde planlama, yasal statülerini korumak ve bekleme süresini en aza indirmek için zorunludur.
22. Göçmen Olmayan Vizelerin Göçmen Vizeye Dönüşümü: Adjustment of Status (AOS)
ABD’ye geçici bir vizeyle (örneğin H-1B, L-1, F-1) yasal olarak girmiş olan bir bireyin, Öncelik Tarihi güncel hale geldiğinde ABD içinde kalıcı ikamet statüsüne (Green Card) geçiş yapması işlemine Adjustment of Status (AOS) – Statü Ayarlaması denir. 200 kelimeyi aşan bu bölümde, AOS sürecinin detayları ve konsolosluk işlemi (Consular Processing) ile arasındaki farklar açıklanmalıdır. AOS, I-485 formunun USCIS’e sunulmasıyla başlar. Bu sürecin en büyük avantajı, başvuru sahibinin ABD’den ayrılmak zorunda kalmadan Green Card bekleme süresi boyunca ülkede kalmaya devam edebilmesidir. Ayrıca, I-485 başvurusu ile birlikte, başvuru sahibi genellikle EAD (Employment Authorization Document – Çalışma İzni Belgesi) ve Seyahat Belgesi (Advance Parole) için de başvurabilir. Bu belgeler, başvuru beklemedeyken kişinin yasal olarak çalışmasına ve seyahat etmesine olanak tanır. AOS, özellikle Çift Niyetli vize sahipleri (H-1B, L-1) için idealdir. Konsolosluk İşlemi ise, Green Card başvurusunun ABD dışındaki bir ABD konsolosluğunda yapılması anlamına gelir ve başvuru sahibinin vize mülakatı için ülkesine geri dönmesi gerekir. AOS, ABD içinde kalmanın konforunu ve iş/seyahat özgürlüğünü sağladığı için genellikle tercih edilen yoldur, ancak uygunluk şartları (yasal giriş, vize ihlali olmaması vb.) titizlikle kontrol edilmelidir.
23. Çocukların Yaşının Korunması: Child Status Protection Act (CSPA)
Aile ve İstihdam Temelli vizelerdeki uzun bekleme süreleri nedeniyle, bir başvuru ebeveyn tarafından yapıldığında, bekleme süresi zarfında çocuğun 21 yaşını doldurarak Green Card hakkını kaybetmesi (Age Out) riski ortaya çıkar. Çocuk Koruma Yasası (Child Status Protection Act – CSPA), bu durumu hafifletmek için tasarlanmıştır. 200 kelimeyi aşan bu analizde, CSPA’nın nasıl çalıştığı ve çocukların hakkını nasıl koruduğu detaylandırılmalıdır. CSPA, çocuğun yasal olarak 21 yaşından küçük kalmasını sağlayan bir formül sunar. Bu formül, I-130 (veya I-140) dilekçesinin beklemede olduğu süreyi, çocuğun yaşından düşer. Basitçe, çocuğun yaşı şu şekilde hesaplanır: [Çocuğun Vizesi ‘Current’ Olduğu Tarihteki Yaşı] – [I-130’un İşlem Görme Süresi]. Ortaya çıkan yaş 21’den küçükse, çocuk Green Card için uygun kabul edilir. Ancak bu korumanın aktive edilmesi için, vizenin ‘Current’ olduğu tarihten itibaren bir yıl içinde Green Card başvurusunun (I-485 veya konsolosluk ücretlerinin ödenmesi) yapılması zorunludur. Bu bir yıllık kural, birçok ailenin gözden kaçırdığı ve çocuklarının Green Card hakkını kaybetmesine neden olan en kritik detaydır. CSPA, aile birleşimi ve istihdam vizeleri için başvuran aileler için hayati bir mekanizmadır ve erken planlama ile doğru takip gerektirir.
24. Girişimciler ve Start-up Kurucuları İçin Alternatifler: Uluslararası Girişimci Şartlı Tahliye (IEP)
ABD’de yenilikçi start-up’lar kurmak isteyen yabancı girişimciler için, geleneksel vizelerden farklı olarak, nispeten yeni bir yol olan Uluslararası Girişimci Şartlı Tahliye (International Entrepreneur Parole – IEP) programı mevcuttur. Her ne kadar bu bir vize türü olmasa da, 200 kelimeyi aşan bu bölümde, ABD’de geçici olarak kalma ve çalışma imkanı sunan bu önemli alternatif incelenmelidir. IEP, yabancı girişimcilerin ABD’ye gelerek işlerini büyütmelerine ve istihdam yaratmalarına olanak tanıyan, iki buçuk yıla kadar süren bir şartlı tahliye izni sağlar (bir kez uzatılabilir). Programın temel gereksinimleri arasında şunlar yer alır: Başvuru sahibinin start-up’ta önemli bir sahiplik payına sahip olması; şirketin ABD’de kurulmuş olması; ve en önemlisi, şirketin önemli bir büyüme potansiyeli ve ulusal menfaate katkı sunacağını gösteren önemli miktarda sermaye alması (örneğin, nitelikli ABD’li yatırımcılardan 250.000 ABD Doları veya devlet kurumlarından 100.000 ABD Doları hibe). IEP, girişimcilerin ABD’de yasal olarak işlerini kurmalarına ve büyütmelerine olanak tanırken, aynı zamanda kendilerine ve eşlerine çalışma izni (EAD) verir. Bu süre zarfında girişimci, şirketi başarılı olursa EB-1C veya EB-2 NIW gibi geleneksel İstihdam Temelli vize yollarına başvurarak Green Card sürecini başlatabilir. IEP, özellikle yüksek potansiyelli teknoloji ve yenilik şirketleri kurmak isteyenler için hızlı bir başlangıç platformudur.
25. Mesleki Eğitim ve Geçici Staj Vizeleri: J-1 ve F-1 OPT’nin Stratejik Rolü
Göçmen olmayan vizeler arasında, özellikle genç profesyoneller ve öğrenciler için Green Card yolunun başlangıcı olarak stratejik bir rol oynayan F-1 (Öğrenci) Vizesi ve OPT (Optional Practical Training) ile J-1 (Değişim Ziyaretçisi) Vizesi önemlidir. 200 kelimeyi aşan bu analiz, bu geçici statülerin kalıcı yerleşime nasıl dönüştürülebileceğini açıklamalıdır. F-1 vizesi sahibi öğrenciler, mezuniyet sonrası alanlarında 12 aya kadar (STEM alanlarında 36 aya kadar) çalışmasına izin veren OPT statüsüne başvurabilirler. OPT veya STEM-OPT süresince edinilen iş deneyimi, bir ABD’li işveren bulmayı ve daha sonra H-1B vizesi için sponsorluk almayı kolaylaştırır. H-1B, daha önce açıklandığı gibi, Green Card’a giden ana köprüdür. Benzer şekilde, J-1 vizesiyle gelen stajyerler, uzmanlar veya araştırmacılar, ABD’de profesyonel ağlarını kurar ve işverenlerle ilişkilerini geliştirirler. J-1 vizesi, bazı durumlarda eve dönüş (iki yıllık ikamet) zorunluluğu içerse de, bu zorunluluk muafiyet (waiver) yoluyla kaldırılabilir. Muafiyet alındıktan sonra J-1 sahipleri, H-1B veya doğrudan EB Green Card kategorilerine başvurabilirler. Bu geçici eğitim ve staj vizeleri, yabancı uyruklu kişilerin ABD işgücü piyasasına yasal olarak girmesini, deneyim kazanmasını ve kalıcı yerleşim için güçlü bir profesyonel özgeçmiş oluşturmasını sağlayan kritik ilk adımlardır.
26. (Ek Başlık) İstihdam Temelli Başvurularda Avukatın Rolü: Doğru Kategori Seçimi ve Risk Yönetimi
ABD göçmenlik süreci, formların doldurulmasından ve ücretlerin ödenmesinden çok daha fazlasıdır. 200 kelimeyi aşan bu bölümde, özellikle İstihdam Temelli (EB) ve Karmaşık Aile Temelli başvurularda deneyimli bir göçmenlik avukatının rolünün neden hayati olduğu vurgulanmalıdır. Göçmenlik avukatı, başvuru sahibinin niteliklerini ve hedeflerini analiz ederek, en uygun vize kategorisini (EB-1A, EB-2 NIW, H-1B vb.) belirlemede kritik bir rol oynar. Örneğin, bir doktorun NIW veya EB-1A başvurusu yapıp yapmayacağına karar vermek, avukatın uzmanlık alanıdır. Avukat, sadece doğru formu sunmakla kalmaz, aynı zamanda USCIS’in talep edebileceği ek kanıt taleplerini (Request for Evidence – RFE) öngörür ve başvuru dosyasını bu talepleri yanıtlayacak güçte hazırlar. Ayrıca, vize bülteni takibi, Öncelik Tarihi yönetimi ve özellikle çocukların CSPA kapsamındaki yaşlarının korunması gibi teknik konularda rehberlik sağlar. En önemlisi, avukatlar, ABD’ye giriş niyetinin göçmenlik yasalarına uygunluğunu (göçmenlik amacı/çift niyet ayrımı) değerlendirerek, yasal statü ihlallerinden kaynaklanabilecek olası riskleri minimize ederler. Karmaşık bir süreçte, avukatın rolü, başvurunun başarılı olma şansını artırmak ve sürecin zamanında, yasalara uygun bir şekilde ilerlemesini sağlamaktır.
27. (Ek Başlık) Aile Temelli Vizelerde İlişkinin Gerçekliğini Kanıtlama Zorunluluğu (Bona Fide)
Aile Temelli göçmen vizelerinin (IR, F1, F2A, F3, F4) en kritik ve bazen en hassas adımı, ilişkinin göçmenlik amacıyla değil, gerçek ve iyi niyetli (bona fide) olduğunu kanıtlama zorunluluğudur. Özellikle eş ve nişanlı (K-1) vizelerinde bu kanıt yükümlülüğü yoğundur. 200 kelimeyi aşan bu analizde, USCIS’in bir ilişkinin gerçekliğini nasıl değerlendirdiği ve hangi kanıtların sunulması gerektiği detaylandırılmalıdır. USCIS, çiftlerin hayatlarını bir arada yaşadığını, mali olarak birbirlerine bağlı olduğunu ve duygusal bir bağa sahip olduğunu gösteren kanıtlar talep eder. Sunulması gereken temel kanıtlar şunlardır: Ortak banka hesapları, ortak kiracılık sözleşmeleri veya tapular, ortak sigorta poliçeleri (sağlık, hayat, otomobil), ortak faturalar, birbirlerini mirasçı olarak gösteren vasiyetnameler ve en önemlisi, zaman içinde birlikte çekilmiş fotoğraflar, aile ve arkadaşlardan alınan mektuplar ve iletişim kayıtları. İlişkinin gerçekliğini kanıtlama süreci, başvuru sahibinin ve sponsorun özel hayatının derinlemesine incelenmesini gerektirir. Kanıtların kronolojik ve kapsamlı olması, USCIS’in sahte evlilik şüphesini ortadan kaldırmak için hayati öneme sahiptir. Konsolosluk veya USCIS mülakatları sırasında da memurlar, ilişkinin gerçekliğini sorgulayan detaylı sorular soracaktır. Başvurunun başarısı, sunulan kanıtların miktarı ve kalitesinin yanı sıra, çiftin hikayeyi tutarlı bir şekilde anlatmasına bağlıdır.
28. EB-2 Olağanüstü Yetenek (Exceptional Ability) Tanımı ve Kanıtı
İstihdam Temelli İkinci Tercih (EB-2) vizesi, Gelişmiş Derece (Advanced Degree) sahiplerine ek olarak, alanlarında Olağanüstü Yeteneğe (Exceptional Ability) sahip kişilere de Green Card yolu sunar. Bu, EB-1A’daki “olağanüstü yetenek” tanımından bir kademe daha düşük olsa da, hala başvuru sahibinin bilimi, sanatı veya iş dünyasını ulusal çapta önemli ölçüde geliştireceğini kanıtlamasını gerektirir. 200 kelimeyi aşan bu inceleme, bu alt kategori için gereken titiz kanıt mekanizmasını ortaya koymaktadır. USCIS, Olağanüstü Yeteneği kanıtlamak için yedi farklı kriter belirlemiştir ve başvuru sahibinin bu kriterlerden en az üçünü karşılaması zorunludur. Bu kriterler arasında, kişinin uzmanlık alanında bir lisans veya sertifikaya sahip olması; alandaki deneyimini kanıtlayan en az 10 yıllık tam zamanlı deneyim; hizmetleri karşılığında alınan yüksek maaş veya ücret; mesleki dernekler tarafından tanınma; alana yapılan önemli katkılar; hakemler veya devlet kurumları tarafından takdir edilme; ve diğer önemli başarıların kanıtları yer alır. Bu kategoriye başvuran bir mühendis, sanatçı veya iş profesyoneli, sadece derecesiyle değil, kariyeri boyunca elde ettiği somut ve objektif başarılarla bu yeteneği ispatlamalıdır. Önemli bir not olarak, EB-2 Olağanüstü Yetenek kategorisi, Ulusal Menfaat Muafiyeti (NIW) talep edilmediği sürece, EB-2 Gelişmiş Derece yolu gibi, genellikle bir ABD’li işveren sponsorluğu ve zorunlu PERM İşgücü Sertifikasyonu gerektirir. Bu, başvuru sahibinin yeteneği kanıtlamakla kalmayıp, aynı zamanda işvereninin de ABD işgücü piyasası testinden geçmesini gerektirdiği anlamına gelir. Başvurunun karmaşıklığı, EB-1A veya NIW’a kıyasla daha uzun ve daha çok aşamalı bir süreç gerektirmesi anlamına gelir.
29. PERM İşgücü Sertifikasyonu: Zorunlu İşe Alım Sürecinin Adımları
PERM (Program Electronic Review Management) İşgücü Sertifikasyonu, İstihdam Temelli İkinci Tercih (EB-2) ve Üçüncü Tercih (EB-3) göçmen vizesi başvurularının (Ulusal Menfaat Muafiyeti ve EB-1 hariç) temelini oluşturan, ABD Çalışma Bakanlığı (Department of Labor – DOL) tarafından yönetilen zorunlu bir süreçtir. 200 kelimeyi aşan bu bölümde, PERM’in amacı ve adımları detaylandırılmalıdır. PERM’in temel amacı, göçmen işçi için teklif edilen pozisyonun, ABD’de bu işi yapabilecek nitelikli, istekli ve uygun ücret talep eden bir ABD vatandaşı veya daimi ikamet sahibi (Green Card sahibi) bulunmadığını kanıtlamaktır. Bu, ABD işgücü piyasasının korunması için kritik bir adımdır. Süreç, ABD’li işveren tarafından başlatılır ve üç ana aşamadan oluşur. Birinci aşama, Hüküm Süren Ücret Tespiti (Prevailing Wage Determination – PWD) talebidir. İşveren, DOL’den bu pozisyon için bölgedeki ortalama piyasa ücretini belirlemesini ister. İkinci aşama, DOL tarafından belirlenen ücret üzerinden işe alım çabalarının gösterilmesi, yani işgücü piyasası testidir. İşveren, belirli süreler boyunca resmi iş ilanı (job order), iki pazar günü gazete ilanı ve diğer ek işe alım yöntemlerini (şirket içi duyurular, iş fuarları vb.) kullanmak zorundadır. Üçüncü aşama ise ETA Form 9089’un (İşgücü Sertifikasyonu Başvurusu) DOL’e sunulmasıdır. İşveren, tüm bu işe alım çabalarının sonuçlarını detaylıca kaydetmeli ve nitelikli bir ABD’li aday bulunamadığını ispatlamalıdır. PERM süreci, katı zaman çizelgelerine uyulmasını gerektirdiği ve DOL tarafından titizlikle incelendiği için, EB-2 ve EB-3 vizelerinde Green Card’a giden yolun en uzun ve en riskli aşamalarından biridir.
30. Green Card Alırken Finansal Destek Zorunluluğu: I-864 Formu
Aile Temelli göçmenlik başvurularının (IR, F1, F2A, F3, F4) ve bazı İstihdam Temelli (EB) başvuruların (özellikle dilekçe sahibi aynı zamanda akraba ise) ayrılmaz bir parçası olan Destek Beyannamesi (Affidavit of Support – I-864) formu, ABD’ye yerleşecek olan göçmenin devlete mali yük olmamasını sağlamayı amaçlayan yasal bir sözleşmedir. 200 kelimeyi aşan bu analiz, I-864’ün önemini ve gerekliliklerini açıklamaktadır. I-864, dilekçeyi veren ABD vatandaşı veya daimi ikamet sahibi (sponsor) tarafından imzalanır ve bu formla sponsor, göçmenin ABD’ye geldikten sonra maliyetlerinden yasal olarak sorumlu olmayı taahhüt eder. Bu sorumluluk, göçmenin ABD vatandaşı olana kadar veya ABD’de 40 çeyrek (yaklaşık 10 yıl) çalışıp sosyal güvenlik primi ödeyene kadar devam eden, yasal olarak bağlayıcı bir sözleşmedir. I-864’ün temel gereksinimi, sponsorun hane halkı gelirinin, yasal olarak gerekli olan Federal Yoksulluk Kılavuzlarının (Federal Poverty Guidelines – FPG) en az %125’i kadar olduğunu kanıtlamasıdır. Bu kanıt için sponsorun son üç yıllık vergi beyannameleri, W-2 formları ve güncel maaş bordroları sunulmalıdır. Eğer ana sponsorun geliri yetersiz kalırsa, başvuru sahibi, akraba veya arkadaş olabilecek bir Ortak Sponsor (Joint Sponsor) bulmak zorundadır. Ortak sponsor da aynı mali gereklilikleri karşılamak zorundadır. Bu formun amacı, göçmenlerin kamu yardımlarına (welfare benefits) bağımlı hale gelmesini önlemektir. I-864, aile birleşimi sürecinde Green Card almanın olmazsa olmaz şartıdır ve eksiksiz doldurulması gerekir.
31. Vize Kısıtlamaları ve Ülke Kotası Kavramı
ABD göçmenlik sisteminin karmaşık yapısının temelini, yıllık olarak tahsis edilen vize kısıtlamaları ve ülke kotası (per-country limit) kavramları oluşturur. 200 kelimeyi aşan bu bölümde, bu kısıtlamaların bekleme sürelerini nasıl belirlediği ve Vize Bülteni’nin (Visa Bulletin) bu durumu nasıl yönettiği açıklanmaktadır. Her mali yıl (1 Ekim’de başlar), İstihdam Temelli (EB) ve Aile Temelli (F) tercih kategorilerinde verilebilecek toplam Green Card sayısına bir üst sınır (kota) konulmuştur. Bu kotalar, kategoriden kategoriye değişiklik gösterir. Örneğin, EB kategorileri için toplamda yaklaşık 140.000 Green Card ayrılmıştır. Bu kotaların ötesinde, yasalar ülke kotası adı verilen ek bir kısıtlama getirmiştir. Buna göre, herhangi bir mali yılda, hiçbir ülkenin İstihdam Temelli ve Aile Temelli tercih kategorilerindeki toplam vize sayısının %7’sinden fazlasını almasına izin verilmez. Bu kısıtlama, düşük göçmenlik talebi olan ülkeler için bir sorun teşkil etmezken; Çin, Hindistan, Meksika ve Filipinler gibi yüksek talep olan ülkelerdeki başvuru sahipleri için Green Card bekleme sürelerinin on yıllara yayılmasına neden olur. Bu durum vize yığılması (backlog) veya gerileme (retrogression) olarak adlandırılır. ABD Dışişleri Bakanlığı, vize sıralamasını yönetmek için her ay Vize Bülteni’ni yayımlar ve başvuru öncelik tarihlerini (Priority Date) bu kotalara göre ileri veya geri çeker. Bu sistem, tüm ülkelerin vize alımında adil bir pay almasını sağlamayı amaçlasa da, sonuç olarak kalıcı yerleşim arayanlar için uzun ve öngörülemez bekleme süreleri yaratır.
32. Sonuç ve Başvuru Sürecinde Profesyonel Destek Alma Rehberi
Amerika Birleşik Devletleri’ne yerleşme hedefi, Green Card çekilişinin getirdiği şans faktöründen bağımsız olarak, sağlam bir planlama ve doğru vize kategorisi seçimiyle tamamen ulaşılabilir bir gerçektir. Bu makalede incelediğimiz İstihdam Temelli (EB-1, EB-2, EB-3, EB-5) ve Aile Temelli (IR, F1-F4) göçmen vizeleri, her biri belirli niteliklere, mali güce veya aile bağlarına dayanan, kalıcı ikamet (Green Card) elde etmenin garantili yollarıdır. Başarı, kişinin kariyer geçmişini (EB-1A, O-1), akademik derecesini (EB-2), yatırım gücünü (EB-5) veya aile bağlarının yakınlığını kanıtlama yeteneğine bağlıdır. Ancak, ABD göçmenlik yasalarının sürekli değişen doğası, vize bültenindeki dalgalanmalar, PERM gibi zorlu sertifikasyon süreçleri ve I-864 gibi mali destek yükümlülükleri, bu yolu tek başına yürümeyi oldukça karmaşık ve riskli hale getirebilir. Özellikle Olağanüstü Yetenek (EB-1A) veya Ulusal Menfaat Muafiyeti (NIW) gibi kendi kendine sponsorluk gerektiren başvurularda, dosyanın sunuluş şekli ve kanıtların ikna ediciliği belirleyici rol oynar. Bu nedenle, bireysel durumunuza en uygun vize stratejisinin belirlenmesi, evrakların titizlikle hazırlanması ve USCIS veya Konsolosluk süreçlerinde yaşanabilecek olası sorunlara (RFE’ler veya mülakat zorlukları) karşı hazırlıklı olunması için profesyonel göçmenlik danışmanlığı almak, atılacak en kritik adımlardan biridir. ABD’deki yerleşim hayallerinizi gerçeğe dönüştürmek ve tüm bu karmaşık vize türlerine başvurunuzu en sağlam temeller üzerine oturtmak için uzman ekibimize başvurabilir, kişiselleştirilmiş strateji ve profesyonel destekle sürecinizi güvenle yönetebilirsiniz. Unutmayın, doğru kategori ve zamanlama, Green Card yolculuğunuzun süresini ve sonucunu doğrudan etkileyecektir.
